Çin’in teknolojik gelişiminin sırrı!
Teknoloji sektöründe öncü ülkelerden biri olan Çin, bu başarısını neye borçlu? Çin’in bu başarısının altında yatan dinamikleri neler oluşturuyor?
Dünya çapında teknoloji sektörünün öncü ülkelerinden biri olan Çin, bu doğrultuda küresel ekonomiye de yön veren büyük güçlerin başında geliyor.
Her geçen gün gelişimini devam ettiren Çin; tüm büyüme dinamikleri göz önüne alındığında mevcut süper gücü geçerek en büyük süper güç olabilir mi?
Çin büyümesinin dinamikleri
2014 yılında yüzde 18 civarında olan EdTech fon fiyatları, 2015 yılında yüzde 37 oranına çıkarak, 1.07 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Bu veriler, Çin’in yerli ve yabancı menşeili yazılım geliştirme ve diğer teknoloji disiplerinde faaliyet gösteren şirketlere verdiği önemi ortaya koyuyor.
2013-2015 yıllarını kapsayan dönemde ülkede gerçekleştirilen faaliyetleri gösteren raporların, 2016 yılında çok daha üst seviyelerde yer alması bekleniyor.
Fakat, Çin’in şirket bazlı yatırımlarla gerçekleştirdiği ekonomik büyümenin yanı sıra, teknoloji sektörüne yön veren ülkeler arasında yer almasını sağlayan en önemli dinamiklerden biri eğitim olarak gözüküyor.
Çin Hükümeti’nin VC‘ye sağladığı 30 milyar dolarlık fon, eğitim yatırımına verilen değeri oldukça net bir şekilde gösteriyor.
Dünyadaki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, eğitime en fazla harcama yaparak, yatırım seviyesini en yüksekte tutan Çin, diğer ülkelerden farkındalığını bu sayede sağlıyor.
Hızlı hizmete dayalı bir ekonomi sistemine sahip ülke, üretim ekonomisini destekleyen eğitim metodlarına eğitim sisteminde sıklıkla yer veriyor.
Teorik eğitimlerinin yanı sıra, sağlanan fon destekleri beraberindeki olanaklarla, öğrencilere uygulamalı eğitim fırsatı tanıyan Çin, saha çalışmaları alanında da en aktif ülkeler arasında.
Çin’in en büyük kozu: yerli sermaye
Dönem dünya ekonomisine yön veren teknoloji odaklı gerçekleşen projeler, iyi kurulmuş bir arz-talep dengesi içerisinde ülke lehine bir kar marjının meydana gelmesini sağlıyor.
Tükettiğinden fazlasını üreten Çin, dışa bağımlılığı en aza indirgeyen ülkelerden biri olarak betimleniyor.
Huawei, Xiaomi gibi teknoloji şirketlerinin küresel pazarda faaliyet göstermeme tercihlerini oldukça iyi değerlendiren ülke, yerli sermayede benzer şirketlere geniş yer veriyor.
Belirli ülke politikaları çerçevesinde oluşan düzenin bir tehdit unsuru ile karşı karşıya olduğunu tespit eden Çin, yatırım yaptığı öğrenciler sayesinde işleyen Great Firewall güvenlik duvarının da etkisiyle tehlikeleri savuşturuyor.
Salt siber saldırılarla sınırlandırılmaksızın, yabancı sermayeyi tehdit unsuru olarak değerlendiren Çin’in, yerli şirketleri yatırıma teşvik etme çabalarını da göz ardı etmemek gerekir.
Yatırımlar ve üretime dayalı ekonomi eğitimi ne getirecek?
Çin’in yatırımlar, üretime dayalı ekonomi eğitimi ve şirketlere dayalı hizmet aktarımı, ülkenin tüm dinamiklerle işleyen bir düzen meydana getirmesine zemin hazırlıyor.
Çerçevenin dar vizyonuna odaklanmayan Çin, uzun vadeli planlarında geniş vizyonlu projelerin içerisinde aktif olarak rol alma yoluna gidiyor.
Bu sayede dünyanın en büyük ekonomisi ABD ile rekabet içerisinde olan Çin, uzmanlar tahminiyle yakın bir gelecekte “Rüyalar Ülkesi“ni geride bırakacak.
ABD ekonomi modeline karşıt bir duruş niteliğindeki kendi ekonomi sistemini getiren Çin, iş gücü potansiyeli ile mevcut istihdam olanaklarını sınırsız bir şekilde genişletmeyi planlıyor.
Tüketime dayalı bir dünya düzeninde, üretime dayalı sistemi ile Çin’in nasıl bir başarı düzeyine ulaşacağı bilinmez; fakat bu sorunun cevabını görmek için önümüzde uzun zamanlar olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü, en büyük süper güç olma noktasında Çin’in önünde bir engel kalmamış gibi gözüküyor!
Kaynak adres : https://www.shiftdelete.net/cinin-teknolojik-gelisiminin-sirri-75572